(üzerine) atılmak, (sözle/bedenen) saldırmak, hücum etmek, fırlamak.
fly at one's throat: birinin
boğazına sarılmak/öfke ile üstüne atılmak.
fly into passion/rage: kızmak, öfkelenmek, hiddete kapılmak.
fly into pieces: paramparça olmak.
The bottle flew into a thousand pieces.